|
Tweet |
EDREMİT — 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’e ait Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen liç yığını çökmesi sonucu 9 maden işçisi yaşamını yitirmiş, doğa ağır bir tahribata uğramıştı. Olay sonrası başlatılan soruşturma kapsamında açılan davada ikinci duruşma bugün Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Kapitalist Kar Hırsı, İşçilerin Canından Daha Değerli Mi?
Çevreye yayılan siyanürlü toprak sadece ekosistemi değil, yaşamını emeğiyle kazanan işçilerin hayatlarını da yok etti. Ancak olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen asıl sorumlular hâlâ yargı önünde değil. Asli kusur yine işçilere ve alt yüklenicilere yıkılmaya çalışılıyor.
Anagold Madencilik ve ortaklarının ise büyük oranda korunduğu görülüyor. Bilirkişi raporlarında şirketin "asli kusurlu olmadığı" ifadeleri tepki çekerken, işçi sağlığı ve güvenliğinden sorumlu kamu kurumlarının ihmali adeta göz ardı ediliyor.
Şirketten Ailelere “Kan Parası” Teklifi
Dava öncesi ortaya çıkan belgeler, sermaye düzeninin çürümüşlüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Şirketin, hayatını kaybeden işçilerin ailelerine susmaları için 18 milyon TL “kan parası” teklif ettiği iddia edildi. Ailelerden bazılarının bu teklifi reddettiği öğrenildi. Bu gelişme, maden sermayesinin "hesap verme" değil, "üstünü kapatma" stratejisini açıkça gösteriyor.
Cihazlar Olaydan Sonra Getirildi İddiası
Sanıklardan eski Kıdemli Jeoteknik Mühendis Ali Rıza Kalender, maden sahasında bulunması gereken radar sistemlerinin facia yaşandıktan sonra getirildiğini açıkladı. Bu durum, şirketin ihmalkârlığının teknik olarak da kanıtı niteliğinde. Bu cihazlar zamanında kurulsaydı, 9 işçi bugün hayatta olabilirdi.
Sosyalistler: "Bu Bir Kaza Değil, Cinayettir"
Duruşma öncesi adliye önünde toplanan emek ve çevre örgütleri, yaşananların “kaza” değil, “gözetimli cinayet” olduğunu vurguladı. “Maden değil yaşam!”, “Sermaye değil emek kazanacak!” sloganlarıyla adalet talebini dile getiren kitleler, gerçek sorumluların yargılanana dek mücadele edeceklerini ifade etti.
Halkın Değil, Sermayenin Hukuku İşliyor
Bu dava, Türkiye'deki madencilik politikalarının, çevre ve insan yaşamı yerine sermaye çıkarları doğrultusunda şekillendiğini bir kez daha gösteriyor. İliç'te yaşanan felaket ne ilk ne de son olacak; ta ki halktan yana bir düzen kurulana kadar.