|
Tweet |
Depreme dayanıksız olduğu bilinmesine rağmen yıllarca göz yumulmuş olan Palmiye Sitesi, Türkiye’de beton lobisinin ve rant odaklı kentleşmenin bir sonucuydu. Ne müteahhitler ne denetim firmaları ne de göz yuman yerel ve merkezi kamu otoriteleri zamanında hesap verdi. Devletin denetim mekanizmalarının özel sektöre devredilmesi, kamu güvenliğini piyasanın insafına bırakmış; bedelini emekçiler, kadınlar, çocuklar ödemişti.
Verilen hapis cezaları kamuoyuna “hesap soruldu” görüntüsü sunsa da, bu kararlar inşaat sektörünü elinde tutan büyük sermaye gruplarına ve onları yıllardır koruyan siyasi düzene dokunmuyor. 151 insanın yaşamı, betonun maliyetini düşürmek uğruna feda edildi. Sadece birkaç taşeron müteahhitle sınırlı kalan bu dava, sistemin kendini temize çekme çabasından başka bir şey değil.
Palmiye Sitesi yalnızca bir apartman değildi; o binaların altında kamusal denetimin, toplumsal sorumluluğun, insan yaşamına verilen değerin yokluğu gömülüydü. Deprem değil, neoliberal politikalar, denetimsizlik ve kar hırsı öldürdü. Bu davada verilen cezalar, ne o 151 kişinin yaşamını geri getirebilir ne de bir daha böyle katliamların yaşanmasını gerçekten engeller. Bunun için toplumun değil sermayenin çıkarlarını önceleyen düzenin yıkılması gerekir.