Bugun...
SON DAKİKA

Kazım Koyuncu: Bir Ses, Bir İsyan, Bir Umut

 Tarih: 25-06-2025 11:45:00
Baran Bakır

Kazım Koyuncu: Bir Ses, Bir İsyan, Bir Umut

Bu topraklar çok acı gördü. Savaşlar, sürgünler, sınırlar, sömürü, doğa talanı... Ve her defasında bu acıya karşı çıkan, itiraz eden, direnmekten vazgeçmeyen insanlar da oldu. İşte o insanlardan biri, Karadeniz’in asi rüzgarı, Laz halkının evladı, ezilen tüm halkların ve emekçilerin sesi oldu Kazım Koyuncu.

Kazım, sadece bir müzisyen değildi. Onun notaları, sistemin asimile etmeye çalıştığı dillerin, kültürlerin ve halkların haykırışıydı. Lazca, Hemşince, Gürcüce ve Türkçe söylediği her şarkı; emperyalizme, milliyetçiliğe, sermayeye ve doğa talanına karşı bir başkaldırıydı.

Müziğiyle Sınırları Reddetti

O, çocukluğundan beri sınırların, yasakların, ötekileştirmenin ne olduğunu bilerek büyüdü. Sınır, sadece bir tel örgü değildi; sınır, devletlerin, sermayenin, patronların kafamıza ördüğü duvarlardı. Kazım, bu duvarları sesiyle, müziğiyle, sözüyle yıkmaya çalıştı.

Kendisini “solcu” diye tanımlamakla kalmadı; her fırsatta ezilen halkların, emekçilerin safında olduğunu açıkça söyledi. Onun için sanat, kişisel bir tatmin ya da kariyer basamağı değildi. Sanat, direnişin, dayanışmanın ve isyanın başka bir biçimiydi.

Sisteme İsyan, Doğaya Sevda

Kazım, Karadeniz’in çocuktu. O dağları, dereleri, ormanları bir yaşam biçimi olarak gördü. Ancak o çok iyi biliyordu ki kapitalizm, doğayı da metalaştırır. Onun çocukluk dereleri HES’lere kurban ediliyor, yaylalar betonlaştırılıyor, madenler toprağı zehirliyordu.

Kazım’ın sesi, bu talana karşıydı. Onun için doğayı korumak, insanı korumaktı. Çünkü kapitalizm, insanla doğayı aynı anda sömürür. Bu yüzden onun şarkıları, sadece aşkı ya da hüznü değil, direnişi, isyanı, doğanın çığlığını da anlatır.

Çernobil: Kapitalist Felaketin Bedeli

Kazım’ın ölümüne yol açan Çernobil faciası, kapitalist teknolojinin insan yaşamını ve doğayı nasıl hiçe saydığının kanıtıdır. Sınır tanımayan sermaye ve nükleer enerji çılgınlığı, sadece Karadeniz’i değil, dünyayı ölümle buluşturdu.

Kazım, kendi ölümünü de sistemin vahşetinden bağımsız görmedi. “Çernobil’i unutmadık, unutmayacağız” demesi boşuna değildi. Onun ölümü, kapitalizmin sadece işçileri değil, doğayı ve sanatçıyı da nasıl tükettiğinin acı bir örneği oldu.

Kazım’ı Anlamak Direnmektir

Kazım Koyuncu’yu sadece müzikle anmak eksiktir. Onu anlamak; bu düzenin zulmüne, doğa talanına, halkların bölünmesine ve emeğin sömürülmesine karşı omuz omuza mücadele etmektir.

Bugün Kazım’ın sesini hâlâ Karadeniz’in dağlarında, Munzur’un derelerinde, Soma’nın madenlerinde, İstanbul’un işçi mahallelerinde duymak mümkün. Çünkü Kazım, sistemin çarkına teslim olmayanların, emeği ve doğayı savunanların ortak sesidir.

O bize bir çağrı bıraktı:
“Hayat devam ediyor. Bir şeyler yapın!”

Unutmadık, Unutturmayacağız.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • SON YORUMLANAN HABERLER
  • SON YORUMLANAN VİDEOLAR
YUKARI