Dersimin Bilgesi: Firik Dede
“Seni sevenlerin can içinde canısın
Aşıklar katredir sen ummanısın
Gönül bir gemidir sen dümenisin
Yelken açmak ister bu dervişlerin”
Virani
Aslen Dersim Ovacık’lı ve Devreş Cemal ocağının bir bireyi, asıl adı Seyfi Firik Dede olan Firik Bava yaşamı boyunca Alevi Kızılbaş geleneğine, yol’una, ritüellere ve öğretisine göre yaşayan ve bu öğretiyi topluma da sözleriyle, şiirleriyle ileten bir bilgedir. O, Alevi Kızılbaş sözlü geleneğinin en önemli temsilcilerinden biridir ve her Kızılbaş gibi devletin, sistemin, egemenlerin zulüm dünyasındaki acılardan tatmış, bu büyük acılarla sayısız kere yüz yüze gelmiştir.
Hem belki de dünyanın en büyük acısını yaşamıştır Firik Dede. Bir gün, oğlu Behzat Firik, abisiyle birlikte evlerinden ‘aranmakta olan teröristlerin yerini göstermeleri” gerekçesiyle alınırlar. Aranan kişilerle ilgili herhangi bir bilgileri olmadığını söyleseler de bir ormanda işkenceye tabi tutulurlar. Behzat Firik abisinin gözleri önünde bir ağaca bağlanır, ağacın etrafında ateşler yakılır ve sonra bizzat “kulaksız yüzbaşı” diye tanınan faşist işkenceci Aytekin İçmez tarafından gözlerine kasatura ile mil çekilerek ve diri diri yakılarak öldürülür. Ve Firik Baba bu acıyı son nefesine kadar asla unutmaz, unutamaz. Oğlunun ölümünden sonra yas tutup sakallarını hiç kesmez. Yaşadığı süre boyunca Firik Dede’nin bir kez bile olsun gülümsemediği bilinir.
Firik Dede ve babası, 1925 yılındaki “Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu” ile sadece Alevi Dergâhlarının kapatıldığı, Alevi Kızılbaş “Ana”, “Baba”, “Dede” ve “Pir”lerinin üfürükçü, muskacılarla aynıymış gibi kabul edildiği, bu yol önderlerinin yakalanıp gözaltına alındığı, mahkemelerde yargılandığı, Cem törenlerinin yasaklandığı dönemlerde de Cem düzenlediler. Defalarca gözaltına alınırlar. Ama asla kararlılıklarından, yol’dan ödün vermezler.
Firik Baba’nın yaşamı mücadelelerle geçerken büyük acılara da sahne olur. Firik Baba’nın oğlu Behzat Firik kendisinin ve abisinin gözlerinin önünde ağaca bağlandıktan sonra işkence edilip yakılarak katledilir. Şairin dediği gibi “her ölüm erken ölümdür”, ancak abisinin ve babasının gözlerinin önünde yakılan Behzat Firik’in katli, bu topraklarda çokça yaşanmış olsa da tarif edilemeyecek kadar acı bir ölümdür.
Evet, “her ölüm kalleşçedir”, ama Behzat’ı öldürenler tarifsiz kalleştirler. Onların kalleşliklerinin tarifi yoktur, olamaz da. Firik Bava oğlunu yitirdikten sonra konuşmayarak, susarak en büyük direniş derslerinden birisini verir yaşadığı yıllarda.
Firik Dede salt bir Alevi Kızılbaş Pir’i, salt bir halk bilgesi değildir. O aynı zamanda 106 yıllık ömrü boyunca gördüğü, yaşadığı sevinçlerin, direnişlerin ve acıların da tarihi şahididir. Firik Baba Dersim tarihinin belleğidir. O, Dersim soykırımını yaşayan ve bunu sonraki kuşaklara da aktarandır. O’nun söylediği her söz, hayata bakışı bile birçok derslerle doludur. Bunu kendisiyle ilgili yapılan belgesel filmde görüp, kendisiyle sohbet eden ve tanıyanlardan dinleyince daha iyi anlıyoruz. Firik Dede için “İnsan-ı Kamil” adında bir belgesele imza atan yönetmen Buket Aydın, Firik dedeyi anlatırken “Bir kat yatak, bir kuzine, bir saz ve dört duvar” tanımını yapar. Bu tanımla, hem yaşamının, hem yaşamını sürdürdüğü mekânın dünya mallarından nasıl arınmış bir yaşam sürdürmüş olduğunu anlıyoruz.
Firik Dede’nin oğlu Behzat Firik’in katledildiği günkü haykırış ve çığlıkları 1938 Dersim soykırımındaki acının çığlıklarıyla birleşir. O acılarla özdeşleşir, içine kapanır ve o günden sonra Firik Dede hep susar.
Firik Dede, geride sadece acılarını, suskunluğunu bırakıp gitmedi. O giderken bize tüm bilgeliğini, şarkılarını ve Dersim’deki bir Cem törenindeki görüntüleri ve “değerlerinizi samancılara, tenekecilere satmayın, sarraflara satın” sözleriyle de Kızılbaş yolu ve öğretisini sözde değil, gerçek anlamda içselleştirmemizin gerekliliğini gösterip anlattı bize.
10 Temmuz 2007 tarihinde Hak’ka uğurladığımız ve koskoca, görkemli, aynı zamanda hüznün, acının, direnişin hiç eksilmediği bir tarihin tanığı, önemli bir yol önderi bu büyük bilgenin ve insan-ı kamil sayılan Firik Dedenin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Erdal YILDIRIM