İnsanlık Suçları Zaman Aşımına Uğratılamaz
Bin yıldan fazla fermanlarla Ortadoğu'nun kadim halklarından Ezidilere karşı işlenen katliamlar, 3 Ağustos 2014 tarihinde emperyalistler ve gerici, şeriatçı işbirlikçilerce, tarihte Ezidilere yönelik 73.soykırıma dönüştürüldü.
Ezidilerin 73. Ferman da dedikleri soykırımda yaklaşık 5.000 kişi katledildi. 6 binden fazla kadın ve çocuk kaçırılarak, vahşi işkence, taciz ve tecavüzle beraber köle pazarlarında satıldı. Onbinlerce Ezidi kamplarda yaşamını sürdürmeye mahkûm edildi. 400 binden fazla Ezidi yaşadıkları toprakları – vatanlarını terkedip sürgünlere gitmek zorunda bırakıldı.
Soykırım, başta ABD emperyalizmince Taliban ve El Kaide sonrası Irak, Suriye ve Ortadoğu’da gerici ve şeriatçı paramiliter güçlerden oluşturulan IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) adı verilen çetelere yaptırıldı. Emperyalistler Ortadoğu halklarını birbiriyle çatıştırarak hem Israil ileri karakolunu güçlendirmeyi ve neo yeni düzenini sağlamlaştırmayı amaçlıyordu. Bunu yaparken bu ortaklıkta BOP Büyük Ortadoğu Projesinin başkanlığına da bir rol veriyordu. Soykırım sürecine karşı büyük (sözde 40 ülkeden oluşan) bir koalisyon kurduklarını açıklayan batılılar, kıyımı sadece seyrediyor ve soykırıma karşı, sahte demeçler vermekle yetiniyordu.
Ancak Şengal’in bu işgal edilme ve Ezidilerin soykırıma uğratılması sürecinde, Irak’taki bölgesel Kürt güçlerinden olan Peşmergenin de Şengal’i korumaması, hatta IŞİD saldırılarına karşı kenti terk etmesi oldukça ilginç bir tespit olarak halen önemini koruyor. Bu nedenle süreci anımsamaya da yönelik birkaç soruyu sorup yanıtlandırılmasını da beklediğimizi belirtelim.
Peşmerge neden şehri terk etmiş ve neden soykırıma karşı bir duruş sergilememiştir?
Bu duruş (seyir) kime hizmet etmektir? Şehrin terk edilmesi emrini Peşmergeye kim vermiştir?
Tabi, sadece Suriye'de değil, ülkemizde de Ezidilere yönelik baskı, sindirme ve katliam süreçleri yaşandı. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi sonrası "Kılıç artığı" olarak nitelenen Ezidi ve Süryanilerin önce nüfus kâğıtlarına "Ezidi" yazılmama kararı alındı. Sonra da Ezidilere yönelik yoğun tutuklama ve baskılar olunca binlerce Ezidi de ülkeyi terketmek zorunda kaldı..
İşin özcesi Ezidilere yönelik vahşi kıyımlar gerici selefist çetelerce aralıksız sürdü. Demokrasi havarisi rolünü oynayan emperyalist güçler, 3 Ağustos 2014’teki katliamı "jenosit" olarak kabul etseler de Ortadoğu ve dünyayı yeniden dizayn politikasını sürdürüyor. Jenosit kararlarına rağmen emperyalistler bir yandan da bölge halklarını birbirine düşman edip "Böl, Parçala, Yönet" politikalarını güçlü şekilde uygulayıp adeta soykırımı görmezden geliyorlar.
Tarih boyu Mezopotamya, Anadolu ve Ninova'da, defalarca Kürtler, Kızılbaşlar, Şebekler (Bektaşi Kürtler) Kakailer, Yaresanlar, Ezidiler ve Süryanilere yönelik katliamlar, fermanlar, tertele ve kıyımlar gerçekleştirildi. Bu katliamlar bugün ara ara devam ediyor. Emperyalistler daha önce Şengal ve tüm Ortadoğu’da katliamlar yapan vahşi dinci IŞİD çeteleri yerine, bugün HTŞ adlı şeriatçı, gerici çeteyi iktidara getirdiler. HTŞ çeteleri Aleviler ve Dürzilere yönelik taciz, tecavüz, kaçırma ve katliam saldırıların sürdürüyor. Batılı güçler yine seyrediyor ve susuyor..
Beklenen Birleşmiş Milletlerin genellikle tüm dünyada, özelde de Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasında da yaşanan bu tertele ve kıyımlarla ilgili “Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne uygun bir işlev görmesidir. Herhangi bir etnik ve inanca bağlı bir toplumsal grubu ortadan kaldırmak; soybağının devamını engelleme veya asimile etme, dilini, kültürünü, inancını, tarihini yoksaymak jenosittir.
Soykırım insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçtur. Süreç zamanaşımına uğratılamaz….
Bu suçu işleyenler mutlaka adalet önüne çıkarılıp yargılanmalı ve insanlığa hesap vermelidir.
Erdal YILDIRIM
3 Ağustos 2025