Bugun...
SON DAKİKA

Cemevleri ekonomik ve siyasi rant kapısı mı?

 Tarih: 07-11-2025 09:48:00  -   Güncelleme: 07-11-2025 09:49:00
İsmail Pehlivan

 

Eski Milletvekili Sayın Aytun Çıray, Alevi toplumunun bir yarasına parmak basarak, toplumda yıllardır tartışılan bir sorunu gündeme taşıdı. Çıray, yaptığı bu paylaşımıyla Alevi kamuoyunda yıllardır tartışılan lakin bir türlü gündeme alınmayan bir sorunu görünür kılarak, yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Cemevleri bazı siyasi partilerin arka bahçesine mi dönüştürülüyor?

Son dönemde Cemevleri’nin hem ekonomik hem de siyasi rant kapısı haline getirildiği iddialarının toplumun inanç merkezlerinden uzaklaşmasına neden olduğu görüşü yaygınlaşmaktadır.

 

 

Sayın Çıray’ın, bir Milletvekili'nin politik kimliğine rağmen Cemevi başkanlığından neden istifa etmediği yönündeki sorusu, Alevi kamuoyunda uyuyan aslanı uyandırdı.

Tartışmanın odağındaki temel soru, bu ve benzeri pozisyonların sürdürülmesinin ardındaki nedendi. Güncel gelişmeler ve Alevi kanaat önderlerinin (Dedeler, Cemevi temsilcileri, akademisyenler, yazarlar) yorumları, bu meselenin sadece kişisel bir durum olmaktan öte, Alevi inancının siyasallaşması ve mevcut iktidarın Aleviliğe yaklaşımıyla ilgili köklü sorunlara işaret ettiğini gösteriyor.

***

"Cemevleri birilerinin siyasi karargahı, ekonomik ve siyasi rant kapısı oldu da ondan!"

Siyasi kimliğe rağmen başkanlık görevinin sürdürülmesi, bu iddiaları destekler nitelikte bir duruş olarak görülüyor. Özellikle inanç ve siyaset arasındaki etik sınırların bulanıklaştığı bir dönemde, bu pozisyonun korunması, hizmet ruhu yerine kişisel ve parti odaklı çıkar arayışının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

***

Fırat’ın bu savunmasından anlayacağımız: ‘Siyasal Alevilik’in kaldırım taşlarını döşüyoruz’ diyor! Yani yıllardır ‘Siyasal İslam’dan en çok zarar görenlerin Alevi toplumu olduğu gerçeği görmezden gelinerek, onlarla benzeşmeye çalışıldığı su yüzüne çıkmıştır.

***

Örneğin, Alevi Kültür Dernekleri (AKD) eski genel başkanı Doğan Demir’in başkanlıktan istifa etmeden, Gelecek Partisi’nde siyasete atılırken dernek genel merkezinin adresini partinin kurucular listesine yazdırması, inanç kurumunun adeta bir siyasi parti karargahına dönüştürülmesi eleştirisine yol açmıştı.

Bu tür örnekler, Alevi demokratik kitle örgütlerinin ve Cemevleri’nin, siyasete girmek isteyenler için hazır bir taban ve meşruiyet kapısı olarak kullanıldığı algısını güçlendiriyor. Siyasetin toplumsal tabandan yükselmesi elbette bir gerekliliktir. Ancak inanç önderlerinin veya Cemevi başkanlarının görevdeyken aktif siyasete atılması, Cemevleri’nin Alevi inancının kutsal mekanı olması, tarafsızlığı ve Alevi toplumunun inanç birliği özelliklerini zedeleme riskini taşıyor.

Tartışma, özünde bir etik ikilem üzerine kuruludur:

Eleştirilerin temel dayanağı, bu görevlerin sürdürülmesinin, siyasetin ekonomik ve güç temelli doğasından beslenerek inanç merkezlerini yozlaştıracağı öngörüsüdür. Savunmayı yapanlar ise Alevilerin hak ve adalet arayışının doğası gereği inanç önderlerinin siyasetten tamamen ayrı kalamayacağını, ancak bu dengeyi inanç ahlakı ile koruyabileceğini iddia etmektedir.

Cemevlerinin birer rant kapısı mı, yoksa inancın hizmet kapısı mı olduğu sorusu, Alevi toplumunun geleceği ve inanç-siyaset ilişkisi açısından hayati bir önem taşımaktadır. Bu tartışma, Alevi inanç merkezlerinin özerkliğini ve kutsallığını koruma mücadelesinin bir parçası olarak uzun süre gündemde kalacağa benzemektedir.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • SON YORUMLANAN HABERLER
  • SON YORUMLANAN VİDEOLAR
YUKARI