"El, gövdede kaşınan yeri bilir
Dert bizde, derman ellerimizdedir
Ararsan, bulursun
Verirsen, alırsın"
Ruhi Su
Bir süredir Alevi demokratik kitle örgütleri arasında devam eden bir tartışmaya neden olan ‘Rıza Şehri’ ütopyasına açıklık getirmenin bu tartışmalara katkı sunacağını düşünüyorum.
Alevilik’te ‘Rıza Şehri’ ütopyası olarak dillendirilen konunun derinliğine baktığımızda günümüzde hayat bulmasının olanak dışı bir başka ütopya olduğu görülür. Adı üstünde bu bir ütopya.. Günümüzde hayat bulması azgın emperyalist sömürü düzenin hüküm sürdüğü dünyamızda büyük bir hayalin ötesi olduğu gerçeğini görebiliriz.
Çorum ilimizde yapımı devam eden bir komplekse ‘Rıza Şehri’ adının verilmesi üzerine Alevi kamuoyunda meydana gelen tartışmalar değişik boyutlarda gündeme taşındı.
9 Ağustos’ta Didim'de "Çorum Rıza Şehri Projesi"ne destek için bir dayanışma etkinliği yapılıyor. Etkinliği organize eden Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi ile geçmiş dönem Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun Onursal Başkanı Turgut Öker ve bazı yöneticileri hedeflerini şöyle dile getiriyorlar:
"Mevcut Cemevlerimizin sadece inanç merkezleri olarak değil, aynı zamanda eğitim, dayanışma ve sosyal yaşam merkezleri haline getirmek gerekiyor. Bu amaçla Çorum da hayat bulacak Rıza Şehri Projesi ile yaşlılarımıza bakım, öğrenciler için bir yuva, kadınlar için özgüven, çocuklar için çağdaş eğitim gibi ihtiyaçları karşılayacak örnek bir model oluşturulacaktır."
Çorum’da gerçekleştirilmeye çalışılan komplesk hakkında Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, eleştirisel bir bakışla ‘Rıza Şehri’ adına itiraz ederek düşüncesini şöyle açıklıyor:
"Projenin içeriğinde bir sorun yoktur.
Sorun, bu projenin birden bire Aleviler içindeki çatışmanın/ ayrışmanın bir aracı haline getirilmesidir.
İki yönlü olarak bu konudaki düşünce ve önerilerimi dile getirmek istiyorum.
Çorum'da yapımı devam eden çok amaçlı sosyal ve kültürel merkezimiz, Rıza Şehri ütopyası üzerinden tartışılmaya başlandı. Anlatımlar da, Komünal bir yaşamı önceleyen Rıza Şehri yaşam ütopyası sınırsız ve sınıfsız bir toplumu tarif etmektedir. Paranın olmadığı, ezen ezilen ilişkisinin yaşanmadığı, emeğin sömürülmediği bir yaşam dünyası... Her sosyalistin varmak istediği, Alevi öğretisine uygun, Şeyh Bedrettin'in canıyla ödediği ‘Ortaklar Komünü’ ütopyası...
Haklı olarak şu soruları sormak istiyorum:
-Somut olarak Çorum'daki ‘Rıza Şehri’nin ekonomisi nasıl karşılanacaktır?
-Gelir nasıl elde edilecek, giderler nasıl ve nereden karşılanacak, çalışanların emeği Rızalıkla mı ödenecek, emeğin sömürüsü olmayacak mı?
-Rıza Şehri yönetimi nasıl belirlenecektir?
-Yönetimi ve çalışmaları denetleme yetkisi nasıl olacak?
-Olumsuz bir durumda, ekonomik olarak işletilemeyerek kamuya (Belediye veya Bakanlık) devredildiğinde ‘Rıza Şehrimiz’ ne olacaktır?"
ABF Genel Başkan Yardımcısı Karakaya 2000’li yıllarda Tunceli’de hayata geçirilen bir projenin akıbetini örnekleyerek ‘Çorum Rıza Şehri’ projesi hakkında kaygılarını dile getirerek şöyle dedi:
"2000'li yıllarda Dersim’de çok değerli bir proje hayata geçirildi. Dersim'de akraba evliliği nedeniyle bedensel engellilerin sayısı fazladır. Bunlar ne yazık ki imkansızlıklar ve sosyal alanların olmamasından dolayı evlerinde hapis olmak ve ailelerine de yük olmak durumundadır. Bunu düşünerek Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (Başkanı Turgut Öker) ve Dersim inisiyatiflerinin emeği ile bir kampanya başlatıldı. "Munzur’un Türküsü".. Avrupa'da yardımlar toplandı, Ankara'da 19 Mayıs Stadyumunda on binlere konser verildi. Son aşamada Meclis Başkanı Bülent Arınç ile görüşüldü, yardımcı olması istendi. Bülent Arınç'ta kendisine bağlı olan Dolmabahçe Sarayı’nda bir konser etkinliği yapılmasına izin verdi. Orada iş insanlarına yönelik bir gece düzenlendi. Dolmabahçe Sarayı, Dersim Katliamı kararlarına da ev sahipliği yapmıştı. Bu konuda tepkiler gelince de "Dersim Katliamı kararlarının alındığı yerde "biz de ‘Dersim dört dağ içinde’ türküsünü söyledik" diye cevaplar verildi. Bu kıyak karşılığında açılışa Bülent Arınç davet edildi. Açılışa Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun yöneticileri, Türkiye’deki Alevi kurumlarının başkanları ve Dersim Dernekleri katılım sağladılar. Açılışta Bülent Arınç, Vali Mustafa Erkal ve Alevi kurum ve kanaat önderlerinin önünde, folklor gösterisine çıkan kız çocukları başlarında türban ile sahneye çıkıyorlar. Bizimkiler de çıt yok, Vali Mustafa Erkal (MHP'li) bu ne rezillik diye tepki gösteriyor. Milliyet gazetesi konuyu kamuoyuna yansıtınca da gazetenin muhabiri linç edildi. Daha sonra açılışı yapılan Bedri Es Rehabilitasyon Merkezi bir protokolle Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne devredildi, şimdi devlet işletiyor. Çünkü proje düşünülürken nasıl ve hangi ekonomik gelirlerle finanse edileceği önemsenmemişti."